|
Görev:1
Jun 24, 2011 11:16:03 GMT 3
Post by Dünya Valdeuk on Jun 24, 2011 11:16:03 GMT 3
Görev 1
Parıldayan yıldızlar gecenin kör karanlığını parçalıyor, sokak lambalarından etrafa dağılan sarımtırak ışık huzmelerini iyice ölgünleştiriyordu. Gündüzleri yorulmak nedir bilmeksizin oradan oraya koşuşturan kırmızı sesli çocuklarla dolup taşan Park Odesvia, bu saatlerde böylesine yorgun düşüyordu demek; dükkanlarını yenice kapatanların ayak seslerinden başka hareketlilik, nehrin diğer yakasında kalan Vossiduel Akademisi’nin hala yanan birkaç lambasından gayrı aydınlık yoktu etrafta. Rüzgar hışır hışır esiyor ve az sonra gökyüzünün ikiye ayrılacağını haber vermeye çalışıyordu sanki gizliden gizliye. Yağmur henüz başlamıştı ki parkın başında bir siluet belirdi; tereddütsüz adım atan, hafif balık etli vücudunun kıvrımlarından kadın olduğu belli belirsiz seçilen. Akşam yürüyüşüne çıkan bir kasabalı gibi göründüğü söylenemezdi; sıkıca sarıldığı pardesüsünü, sertçe başının yukarısından tutturduğu topuzu, o hızlandıkça pat-pat ses çıkaran topukluları kesinlikle bir yabancı olduğunu gösteriyordu. Biraz ilerledikten sonra yanıp sönen, belli belirsiz ışığıyla ancak kendi çevresinde bir küçük daireyi aydınlatan bir sokak lambasının altında durdu ve pür dikkat, etrafını kolaçan etti: Kendinden başka kimse görünmüyordu, kolunu hafifçe sıyırarak saatine baktı ve soğuktan üşümeye başlayan dudaklarını sertçe ısırdı. Damlalar irileşmişti ve yüzüne çarpıyordu.
Ona saatler gibi gelen dakikalardan sonra iki gölge girdi görüş alanına. Birer karanlıktan ibaret olmalarına rağmen kim olduklarını bilmenin verdiği rahatlıkla öne doğru yürümeye başladı; iyice yakınlaştıklarında; Effie’nin kumral saçlarını, Léon’un geniş omuzlarını tanıyarak gülümsedi. “Hiç gelmeyeceksiniz sandım.” Omzundan geçirdiği kahve derili çantasından büyükçe, kabarık bir dosya çıkardı ve genç adama uzattı. Bu noktada, zor bir şeyi başarmış her insanın gözlerindeki o kırılgan ama dimdik ışıltı belirdi iki kadının aniden birbirleriyle kesişen bakışlarında. Kısacık bir an için gece devrildi, çevrelerindeki bütün renkler karışıverdi ve bir hatıra canlandı zihinlerinde.
“Çabuk, çabuk; geliyorlar!” dedi fısıltıyla Effie, sımsıkı yumduğu gözlerini dehşetle açmış, karşısındaki kitaplıkta bir şeyler arayan kadına dikmişti. Planları bu değildi; odadan çoktan çıkmış olmaları gerekiyordu. Oysa koridorun başından gelen ayak sesleri; kapı açıldığı anda gerçeklerin su yüzüne çıkacağına işaret ediyordu. Kitaplığın hemen yanında Effie’nin telaşına aldırmadan aranmaya devam eden Dünya; en alttan aldığı siyah, içi evrakla dolu bir klasörün kapağında yazanı görünce göz kırptı “Bulduk.” Yine de Effie’nin yüzündeki paniğin geçmesini sağlayamamıştı, sorgu dolu bakışlarını genç kadının kumral bakışlarına dikti. “Aklını mı kaçırdın? O klasörü beraberimizde mi götüreceğimizi sanıyorsun? Okusana şunları!” İşin aslı; Dünya bu göreve Guphen olduğu için seçilmişti. Bir görücü ve bir ezberci, dosyayı alıp zihine yazmak için yeterliydi; ancak bilinmeyen; Dünya’nın yeteneklerinin yok denecek kadar az olduğuydu, küçük metinlerden fazlasını ezberlediği daha önce görülmemişti. Kapı gıcırdayarak açılırken; biri öfkeden kudurmuş, diğeri hala sakinliğini koruyan iki kadın odanın diğer ucundaki geniş masanın altına girdi ve sandalyelerin ayaklarını kendilerine kalkan etti. Dosya hala ellerindeydi ve yokluğunun fark edilmesi, örgüt içerisinde bir köstebeğin olduğunun kesin işaretiydi. İçeri giren adam çalışma masasının üzerindeki puroyu alarak balkona çıkınca, anlaşmış gibi diğer kapıdan dışarı yollanan genç kadınlar, odadan kurtulmanın ferahlığıyla klasörü Dünya’nın çantasına tıkıp birbirlerinden ayrıldılar; gece yeniden bir araya gelmek üzere…
|
|