Post by Pietra Argento on Jun 15, 2011 20:10:48 GMT 3
Arýyorum dostlar. Gelin gelin. Her birinizle ayrý ayrý rp yapmak istiyorum ^^ Uzun biraz ama okuyun piþman olmazsýnýz asdfg.
Þeytan yeryüzüne mi indi, yoksa hep burada mýydý?
Genç kýz; gezegene inen þeytanýn hep orada bulunan vücududur belki de. Karanlýk ruhunun ücra köþesindeki küçük ve aydýnlýk ýþýk, içindeki karanlýðýn neden olduðu bir korkuyla saklanýr. Her zaman kin ve öfkeyle bakan gözleri karþýsýndaki kiþinin uzaklaþmasýný saðlayacak güçtedir. Gözleri, saydam bir ayna gibidir. Size bakan gözlerdeki yansýmanýzý gördüðünüzde, kaçma isteði doldurur içinizi, belki de onu daha yakýndan incelemek istersiniz. Çýkarlarý için her þeyi yakabilecek bir soðukkanlýlýða sahiptir. Karanlýk hizmetkârý gibi gözükür dýþarýdan. Yanýna çektiði þanslý kiþilerden sadece bir veya ikisi karanlýða hizmet etmediðini, þüpheci bir þekilde doðrulayabilir. Derslere olan ilgisizliði ile gösterdiði baþarý birbiriyle çeliþir. Konuþma eylemini, neredeyse hiçbir zaman, gerçekleþtirmez. Onunla uðraþan dengesizlere, neredeyse dudaklarýný kýpýrdatmadan, bir cümle söyler; piþman olacaðýn bir þey yapmamaný tavsiye ederim. Bu sözcük grubuna itaat edip giden olmamýþtýr þimdiye kadar. Hepsi asilikte hat safhaya ulaþarak, kendini gösterme çabalarýna girmektedir ki genç kýz bundan hiç hoþlanmaz. O an güler yüzle karþýlar yaptýðýnýz her þeyi. Ama ertesi gün kendinizi bir bataklýkta bulma ihtimaliniz çok yüksektir. Güler yüzle karþýlamadýðý üç þey vardýr; erkeklerin sürtüðümsü davranýþlarý, ailesi ve kendini güçlü sananlar. Ve onun herkesten ölüm pahasýna sakladýðý iki sýrrý var. Ýþte bu sýr onu bitirebileceðiniz bir sýr. Bunu günlüðünde bile bulamazsýnýz. Bu sýrlarý kimseye söylemeyeceðine yemin etti. Belki biri öðrenir, kim bilebilir.
Karanlýk; ýþýðý söndürülmüþ koca bir aydýnlýktýr.
Hatýrlamak istemediði tek þeydir babasý. Ýki yýl önce belki de hatýrlamak istediði tek þey diyebilirdi. Babasýndan neden nefret ettiðini öðrendiðinizde siz de en az onun kadar nefret ederdiniz belki. Ancak kimse bunu bilmiyor. Bilmelerini istemediði en büyük þey de bu nefretin sýrrý. Bunu sakladýðý yer günlüðüdür. Hafýzasýndan silemediði anýlar bazen, ruhunu cehenneme göndermeye bile razý olmasýna neden olmuþtur. Nefretin sýrlarýný öðrenmek istediðinizde günlüðünde bakmanýz gereken tarih; 18 Þubat.
Günlüðünü yarým býrakmýþtý çünkü annesinin sesini duymuþtu ve hýzla aþaðýya indi. Bir daha da tamamlamadý. O günden sonra babasýný merak etmiþti. Ancak kaçtýðýný duydu. Aðabeyi ise kýsa bir süre soruþturma altýnda tutulmuþtu, her ne kadar haklý olsa da. Annesi psikolojik tedavi görüyordu ki genç kýz akademiye gitmek istemedi o yýl. Ancak teyzesi zorla gönderdi. Okula gittiðinde her þey farklýydý. Neþeli ve hareketli kýz gitmiþ yerine, ifadesiz ve durgun biri gelmiþti. Arkadaþlarý onu desteklemeye çalýþsa da hiç bir zaman baþarýlý olamadýlar. Ne olduðunu da öðrenemediler. Git gide daha da soðuklaþan genç kýz, dilini kaybetti sanki. Boþ zamanlarýnda ise onu sadece kütüphane de veya camýn pervazýna oturmuþ halde bulabilirsiniz.
Anladýðýnýz üzere karmaþýk bir aile geçmiþi var genç kýzýn. Babasý ve annesi bir Jolazzov olmasýna raðmen, Annesinin annesi bir Dünyalý ve Jolazzov ýrkýndan bir adamla birlikte olmuþ. Bu yasak olmasýna raðmen zaten evlenmemiþlerdir, tek gecelik iliþkiden sonra ikiz doðuran büyükannesinin bir çocuðu insan özelliklerine sahipken diðeri bir Jolazzov olmuþtur. Annesi onlardan ayrýlýp baþka bir Jolazzov ile evlenmiþtir. Aðabeyi ise sokakta bulduklarý bir çocukmuþ. Akrabalýk baðlarý olmamasýna raðmen ailede babasýndan çok sever genç kýz aðabeyini. Irký Akavio olan aðabeyi ondan üç yaþ büyüktür.
Ýki tane dost. Þu karakter özelliklerinde bahsettiðim þanslý kiþilikler. Yediðim içtiðim ayrý gitmez, konuþmasa da. Ona göre yani. Bu kiþilerden biri küçük sýrrýnýda bilecek. Not; buraya baþvuracak kiþi gerçekten tek dostu olacak. Burada buna baþvurup baþka bir baþlýktada en yakýn dostu olan baþka biri olmasýn çünkü öyle olunca gerçekten kurgu iyi olmuyor. Dostlarsa onunda tek dostu, Lorelei'ninde tek dostu olacak. Ayrýca bu bir grup diyebilirim. Buraya baþvuruyorsan baþka yakýn dostun olmayacak demektir beybi. ^^
Carmella Decartius.
Giselle van Nepes.
Bazen iþbirliði yaptýðý çýkarcý þahsiyetler. Bazen ders vermek istediði þahýslara onlarla iþbirliði yaparak ders verebilir. Bu konuyla ilgili özel kurgucuklarda çýkabilir.
Düþman Takmadýðý için düþmaný olmaz genelde. Þu yukarýda bahsettiðim gülümsemediði þeylerden birini yapmýþ olabilirler.
Akraba. Üvey kardeþ olabilir. Herþey olabilir. Ama çok yakýn akrabalar olmaz.
Özel Kurgu. Baþka kurgucuklar her zaman canýmdýr ^^
Þeytan yeryüzüne mi indi, yoksa hep burada mýydý?
Genç kýz; gezegene inen þeytanýn hep orada bulunan vücududur belki de. Karanlýk ruhunun ücra köþesindeki küçük ve aydýnlýk ýþýk, içindeki karanlýðýn neden olduðu bir korkuyla saklanýr. Her zaman kin ve öfkeyle bakan gözleri karþýsýndaki kiþinin uzaklaþmasýný saðlayacak güçtedir. Gözleri, saydam bir ayna gibidir. Size bakan gözlerdeki yansýmanýzý gördüðünüzde, kaçma isteði doldurur içinizi, belki de onu daha yakýndan incelemek istersiniz. Çýkarlarý için her þeyi yakabilecek bir soðukkanlýlýða sahiptir. Karanlýk hizmetkârý gibi gözükür dýþarýdan. Yanýna çektiði þanslý kiþilerden sadece bir veya ikisi karanlýða hizmet etmediðini, þüpheci bir þekilde doðrulayabilir. Derslere olan ilgisizliði ile gösterdiði baþarý birbiriyle çeliþir. Konuþma eylemini, neredeyse hiçbir zaman, gerçekleþtirmez. Onunla uðraþan dengesizlere, neredeyse dudaklarýný kýpýrdatmadan, bir cümle söyler; piþman olacaðýn bir þey yapmamaný tavsiye ederim. Bu sözcük grubuna itaat edip giden olmamýþtýr þimdiye kadar. Hepsi asilikte hat safhaya ulaþarak, kendini gösterme çabalarýna girmektedir ki genç kýz bundan hiç hoþlanmaz. O an güler yüzle karþýlar yaptýðýnýz her þeyi. Ama ertesi gün kendinizi bir bataklýkta bulma ihtimaliniz çok yüksektir. Güler yüzle karþýlamadýðý üç þey vardýr; erkeklerin sürtüðümsü davranýþlarý, ailesi ve kendini güçlü sananlar. Ve onun herkesten ölüm pahasýna sakladýðý iki sýrrý var. Ýþte bu sýr onu bitirebileceðiniz bir sýr. Bunu günlüðünde bile bulamazsýnýz. Bu sýrlarý kimseye söylemeyeceðine yemin etti. Belki biri öðrenir, kim bilebilir.
Karanlýk; ýþýðý söndürülmüþ koca bir aydýnlýktýr.
Hatýrlamak istemediði tek þeydir babasý. Ýki yýl önce belki de hatýrlamak istediði tek þey diyebilirdi. Babasýndan neden nefret ettiðini öðrendiðinizde siz de en az onun kadar nefret ederdiniz belki. Ancak kimse bunu bilmiyor. Bilmelerini istemediði en büyük þey de bu nefretin sýrrý. Bunu sakladýðý yer günlüðüdür. Hafýzasýndan silemediði anýlar bazen, ruhunu cehenneme göndermeye bile razý olmasýna neden olmuþtur. Nefretin sýrlarýný öðrenmek istediðinizde günlüðünde bakmanýz gereken tarih; 18 Þubat.
Sevgili günlük;
Sadece on üç yaþýnda, küçük bir kýzým görünüþte. Tatiline gelmiþ, küçük ve yaramaz bir cadýyým. Acizlik ve korkaklýk bana göre deðil ki bir Jolazzov öðrencisi olarak soðukkanlý olmam beklenir. Bugün sana yazacaklarýmý herkesten gizlemeni tavsiye ederim, yoksa olacaklardan sorumlu olmam. Her neyse; annemin odasýnda yatýyorduk. Babamýn annemin adýný baðýrmasýyla fýrladýk yataktan. Sürekli “Cassandra.” Kelimesini söylüyordu babam ve ona eþlik eden cýzýrtýlý bir ses. Melodik bir havayla söylemeye devam ettiklerinde annem, yataðýn altýna girmemi söyledi. Yataðýn altýna girdiðimde iki adam kapýyý zorlayarak içeri girdi. Annem bir süre baðýrýp çaðýrdý. Adamlar ise küçük odada attýklarý kahkahalarla onu kovalýyorlardý. Her küçük adýmý izliyordum. Bir süre sonra, annem yerde, çýðlýklar senfonisiyle birlikte, adamlarla cebelleþirken ne yaptýklarýný anladým. Gözyaþlarýmý tutmaya çalýþýyordum; çünkü tutamazsam hýçkýrýklarým gecikmeden yanýnda geleceklerdi. Kulaklarýmý týkayarak kendime hâkim olmaya çalýþsam da bu çok zor oluyordu. Þu anda da gözyaþlarýmla seni ýslattýðýma aldýrmýyorsundur umarým. Kendimi tutamayacaðýmý anladýðýmda içeri hýzla giren bir þeyle irkildim. Aðabeyimi gördüðüme o kadar çok sevinmiþtim ki o an gülümsememin yüzüme yayýlmasýna engel olamadým. Ýnce, uzun ve karanlýkla bütünmüþ gibi duran bedeni babama yöneldiðinde, babamýn korkmasýný bekliyordum ama o kibirli bir edayla yerden kalktý ve aðabeyime yaklaþtý. Diðer adam ise iþine devam ediyordu. Annemin kapalý gözleriyle buluþtuðumda ölmüþ olabileceðini düþündüm. O kadar korkmuþtum ki yataðýn altýndan çýkarak annemin yanýna koþtum. Kendi iþleriyle öyle meþguldüler ki beni fark etmemiþlerdi. Köþedeki sehpanýn üzerinden aldýðým vazoyu, gerçekten aðýrdý, adamýn kafasýnda parçaladým. Ýþte o zaman dikkatlerini çektim. Babam bana bakarken yüzüne yerleþtirdiði masumiyet sahteydi. Bir anda yede kasýlmaya baþladýðýnda aðabeyimin yaptýðý þeyi anlamam çok uzun sürmedi. Zaten babamýn boynundan kanlar fýþkýrýyor gibiydi. Aðabeyim Akavio olan ýrkýnýn avantajýný kullanarak elini bile kýpýrdatmadan babamýn boðazýna býçaðý saplamýþtý. Babam bir süre sonra bayýldýðýnda, öldüðünü sanmýþtým ve kalbimin vücuduma pompaladýðý duygu bir an üzüntüyle yer deðiþtirecek gibi oldu, aðabeyim annem ile beni teyzemlere götürdü. Aðabeyim, üvey aðabeyim olsa da onu çok seviyorum. Suxaccio olan teyzem bizi gördüðünde atlattýðý þoku sana anlatamam. Þu an teyzemlerde yazýyorum sana. Gece geç saatlerde gelen aðabeyim birkaç kýyafet ve günlüðümü getirmeyi ihmal etmemiþ. Acaba babama…
Sadece on üç yaþýnda, küçük bir kýzým görünüþte. Tatiline gelmiþ, küçük ve yaramaz bir cadýyým. Acizlik ve korkaklýk bana göre deðil ki bir Jolazzov öðrencisi olarak soðukkanlý olmam beklenir. Bugün sana yazacaklarýmý herkesten gizlemeni tavsiye ederim, yoksa olacaklardan sorumlu olmam. Her neyse; annemin odasýnda yatýyorduk. Babamýn annemin adýný baðýrmasýyla fýrladýk yataktan. Sürekli “Cassandra.” Kelimesini söylüyordu babam ve ona eþlik eden cýzýrtýlý bir ses. Melodik bir havayla söylemeye devam ettiklerinde annem, yataðýn altýna girmemi söyledi. Yataðýn altýna girdiðimde iki adam kapýyý zorlayarak içeri girdi. Annem bir süre baðýrýp çaðýrdý. Adamlar ise küçük odada attýklarý kahkahalarla onu kovalýyorlardý. Her küçük adýmý izliyordum. Bir süre sonra, annem yerde, çýðlýklar senfonisiyle birlikte, adamlarla cebelleþirken ne yaptýklarýný anladým. Gözyaþlarýmý tutmaya çalýþýyordum; çünkü tutamazsam hýçkýrýklarým gecikmeden yanýnda geleceklerdi. Kulaklarýmý týkayarak kendime hâkim olmaya çalýþsam da bu çok zor oluyordu. Þu anda da gözyaþlarýmla seni ýslattýðýma aldýrmýyorsundur umarým. Kendimi tutamayacaðýmý anladýðýmda içeri hýzla giren bir þeyle irkildim. Aðabeyimi gördüðüme o kadar çok sevinmiþtim ki o an gülümsememin yüzüme yayýlmasýna engel olamadým. Ýnce, uzun ve karanlýkla bütünmüþ gibi duran bedeni babama yöneldiðinde, babamýn korkmasýný bekliyordum ama o kibirli bir edayla yerden kalktý ve aðabeyime yaklaþtý. Diðer adam ise iþine devam ediyordu. Annemin kapalý gözleriyle buluþtuðumda ölmüþ olabileceðini düþündüm. O kadar korkmuþtum ki yataðýn altýndan çýkarak annemin yanýna koþtum. Kendi iþleriyle öyle meþguldüler ki beni fark etmemiþlerdi. Köþedeki sehpanýn üzerinden aldýðým vazoyu, gerçekten aðýrdý, adamýn kafasýnda parçaladým. Ýþte o zaman dikkatlerini çektim. Babam bana bakarken yüzüne yerleþtirdiði masumiyet sahteydi. Bir anda yede kasýlmaya baþladýðýnda aðabeyimin yaptýðý þeyi anlamam çok uzun sürmedi. Zaten babamýn boynundan kanlar fýþkýrýyor gibiydi. Aðabeyim Akavio olan ýrkýnýn avantajýný kullanarak elini bile kýpýrdatmadan babamýn boðazýna býçaðý saplamýþtý. Babam bir süre sonra bayýldýðýnda, öldüðünü sanmýþtým ve kalbimin vücuduma pompaladýðý duygu bir an üzüntüyle yer deðiþtirecek gibi oldu, aðabeyim annem ile beni teyzemlere götürdü. Aðabeyim, üvey aðabeyim olsa da onu çok seviyorum. Suxaccio olan teyzem bizi gördüðünde atlattýðý þoku sana anlatamam. Þu an teyzemlerde yazýyorum sana. Gece geç saatlerde gelen aðabeyim birkaç kýyafet ve günlüðümü getirmeyi ihmal etmemiþ. Acaba babama…
Günlüðünü yarým býrakmýþtý çünkü annesinin sesini duymuþtu ve hýzla aþaðýya indi. Bir daha da tamamlamadý. O günden sonra babasýný merak etmiþti. Ancak kaçtýðýný duydu. Aðabeyi ise kýsa bir süre soruþturma altýnda tutulmuþtu, her ne kadar haklý olsa da. Annesi psikolojik tedavi görüyordu ki genç kýz akademiye gitmek istemedi o yýl. Ancak teyzesi zorla gönderdi. Okula gittiðinde her þey farklýydý. Neþeli ve hareketli kýz gitmiþ yerine, ifadesiz ve durgun biri gelmiþti. Arkadaþlarý onu desteklemeye çalýþsa da hiç bir zaman baþarýlý olamadýlar. Ne olduðunu da öðrenemediler. Git gide daha da soðuklaþan genç kýz, dilini kaybetti sanki. Boþ zamanlarýnda ise onu sadece kütüphane de veya camýn pervazýna oturmuþ halde bulabilirsiniz.
Anladýðýnýz üzere karmaþýk bir aile geçmiþi var genç kýzýn. Babasý ve annesi bir Jolazzov olmasýna raðmen, Annesinin annesi bir Dünyalý ve Jolazzov ýrkýndan bir adamla birlikte olmuþ. Bu yasak olmasýna raðmen zaten evlenmemiþlerdir, tek gecelik iliþkiden sonra ikiz doðuran büyükannesinin bir çocuðu insan özelliklerine sahipken diðeri bir Jolazzov olmuþtur. Annesi onlardan ayrýlýp baþka bir Jolazzov ile evlenmiþtir. Aðabeyi ise sokakta bulduklarý bir çocukmuþ. Akrabalýk baðlarý olmamasýna raðmen ailede babasýndan çok sever genç kýz aðabeyini. Irký Akavio olan aðabeyi ondan üç yaþ büyüktür.
Ýki tane dost. Þu karakter özelliklerinde bahsettiðim þanslý kiþilikler. Yediðim içtiðim ayrý gitmez, konuþmasa da. Ona göre yani. Bu kiþilerden biri küçük sýrrýnýda bilecek. Not; buraya baþvuracak kiþi gerçekten tek dostu olacak. Burada buna baþvurup baþka bir baþlýktada en yakýn dostu olan baþka biri olmasýn çünkü öyle olunca gerçekten kurgu iyi olmuyor. Dostlarsa onunda tek dostu, Lorelei'ninde tek dostu olacak. Ayrýca bu bir grup diyebilirim. Buraya baþvuruyorsan baþka yakýn dostun olmayacak demektir beybi. ^^
Carmella Decartius.
Giselle van Nepes.
Bazen iþbirliði yaptýðý çýkarcý þahsiyetler. Bazen ders vermek istediði þahýslara onlarla iþbirliði yaparak ders verebilir. Bu konuyla ilgili özel kurgucuklarda çýkabilir.
Düþman Takmadýðý için düþmaný olmaz genelde. Þu yukarýda bahsettiðim gülümsemediði þeylerden birini yapmýþ olabilirler.
Akraba. Üvey kardeþ olabilir. Herþey olabilir. Ama çok yakýn akrabalar olmaz.
Özel Kurgu. Baþka kurgucuklar her zaman canýmdýr ^^