Post by Calliope Adyta on Nov 21, 2010 1:20:17 GMT 3
Form
Gercek Isim: Bilge
Rp Deneyimi: 6 yıl
Istenen Irk: Duffijin
Ornek Rp:
Parker masalarına gelene kadar tatlı, tembel ama bir o kadar da zevkli bir akşamüstü geçiriyorlardı. Güneş henüz tam batmamıştı ama veda etmeye hazırlanıyordu sanki ve Pearl eski dostunun giderken ellerinin yüzünde, saçlarında ve kirpiklerinin ucunda oyalandığını hissedebiliyordu neredeyse. Kendisini bildi bileli güneşi severdi, onun doğuşu da batışı da izlediği zamanlarda ılık bir ışık havuzunda yüzüyormuş hissi uyandırıyordu kendisinde. Verdiği şey sadece huzur değildi, aynı zamanda dingin bir neşe doldururdu içini. Karşısında oturan adamın henüz minik olan kahkahaları ve Pearl’ün bir değer bile biçemeyeceği kadar sevdiği bakışlarını da üzerinde hissederken günün bu güzel saati adeta mükemmelleşiyordu onun sayesinde. Pearl de bu havanın etkisine kapılmakta hiç zorluk çekmemişti, başta itiraz ettiği şu tuhaf ‘çikolata daması’ oyununa bile kendisini kaptırmıştı. Andy paketleri açtığında elbette çikolatalardan beyaz olanları seçmişti. Her türlü çikolataya bayılırdı çoğu kadın gibi ama acı çikolata midesini bulandırırdı çoğu zaman. Yine de arada bir küçük masanın üzerinden eğilip kendininkileri bulduğunda Andy’nin buram buram acı çikolata tadını taşıyan dudaklarına itirazı olduğu söylenemezdi. Yine de en sonunda nefsine yenik düşüp ilk taşını bilerek kaybettiğinde ağzındaki karamel ve beyaz çikolatanın fazlasıyla uyumlu tadı ağzında erirken bir de zafer çığlığı koyuvermekten alamamıştı kendisini. İkilem ne fena şeydi öyle!
**
Andy’nin eski arkadaşının gölgesi masalarına düştüğünde Pearl şaşırmıştı ama bu şaşkınlığı birazdan daha da artacaktı. Ne diyeceğini bilemiyordu Pearl, bir hayran?! Tamam belki bunun yıllar sonra bir müzik kariyeri olursa gerçekleşmesini hayal etmemiş değildi ama bu şekilde, fotoğraflarıyla olacağını hiç düşünmemişti. Pearl model ya da manken falan değildi ki?! “Ah, bu çok utanç verici.” Pearl’ün mahcubiyeti pek sahte sayılmazdı. Fotoğraflarının Andy’nin flickr hesabında yer aldığını gayet iyi biliyordu, kendisinin de pek bir şey eklemese de bir flickr hesabı vardı ve başta Andy’ninki olmak üzere birkaç sevdiği profili takip ediyordu. Ancak Andy’nin hesabını Pearl’ün fotoğrafları için takip eden birisi olabileceğini hiç düşünmemişti. Keşke hiç öğrenmeseydi. Hoş Parker muhtemelen sadece yakın arkadaşının yeni kız arkadaşına iltifat etmek istemişti ama yine de bu, olayı daha az utanç verici yapmıyordu. Andy’nin fotoğraflarına hayran kalması, devamlı övmesi Pearl’ün alışkın olduğu bir şey olsa da aynı şeyi başka birisinin yapması biraz yeni sayılırdı. Pearl tanımadığı birisinin önünde fazlaca şeffaf kaldığını düşünmüştü. “Hiç de değil, utanılacak bir şey yok Pearl. Gerçekten harikalar. Bu kadar fotojenik ve güzel birisine daha önce rastladım mı bilemiyorum ama şüpheliyim. Tabii işin sırrı fotoğraflarda değil modeldeymiş. Senden harika bir model olurdu ama eminim Andy seni kendisine saklamak ister.” Elindeki şişenin ucuyla hafifçe Andy’yi işaret etmişti, yüzünde ise muzip olarak adlandırılabilecek bir bakış vardı. Pearl ne söyleyeceğini bilemiyordu, hatta elini kolunu nereye koyacağını bile bilemiyordu. Kesin yüzü kıpkırmızı olmuştu ki bundan nefret ediyordu. Andy ise sadece omuz silkmekle yetinmişti, karşısında oturan adama baktığında bunu fark etti ama Pearl ona ilk attığı bakışta canının biraz sıkılmış olduğunu da görmüştü, belli belirsiz bir sıkkınlık vardı. Yine de tüm sevimliliğiyle kendisine bakıp da “Evet, Pearl zaten benim modelim ve harika bir iş çıkarıyor.” Dediğinde Pearl içindeki tüm yağların erimiş olabileceğini düşündü. Bu vıcık vıcık bir his değildi, hayranlık gibi de değildi. Hele bayık hiç değildi, sadece güzeldi. Herhalde Andy’nin keyfinin kaçtığı konusunda yanılmış olmalıydı, Andy kıskanç birisi sayılmazdı zaten ve ortada o kadar da kıskanılacak bir durum yoktu. Masalarındaki Andy’nin yıllar öncesinden bir arkadaşıydı ve kucaklaşmalarına bakılırsa gayet de samimilerdi. Aslında şimdiye kadar, Andy ile çıkmaya başlamadan önce falan onu görmemiş olmasına biraz şaşırmış olsa da sormak istemedi. Her iki yakın arkadaş dip dibe yaşamazdı değil mi, Colin ile olduğu kadar yakın olmadıkları belliydi zaten. Parker Andy’nin omzuna hafifçe vurmuştu kahkaha atarak. Pearl ise biraz da ortamın yumuşaması için, ama kesinlikle öncelikle konunun değişmesini istediği için dama tahtasındaki çikolataları karışık olarak avuçlayıp Parker’a uzattı. “Pearl! Oyunu…” Andy’nin şaşkın itirazını duymazlıktan geldi. “Biz de tam çikolata yiyorduk Andy’yle. Biraz ister misin?” Andy nefes nefese sözünü bitirdiğinde Pearl onun asıl şimdi yaşına göre biraz küçük davrandığını düşünmüştü, her zamankinden fazla olarak… “…bozdun!” “Andy…” Gözlerini devirdi. “Bunları yiyelim, söz veriyorum daha sonra tekrar oynayacağız. “ Gülerek ekledi. “Çikolatalar benden!” Göz devirme sırası Andy’deydi. “Peki, ben bir bira alacağım, bir şey içmek isteyen?” Parker elindeki şişeyi göstermişti, Pearl ise bir bira da kendisinin içebileceğini söylemişti. Andy Colin’e doğru yürürken Parker da Pearl’ün az önce kendisine uzatmış olduğu çikolatalara uzanıp bir tane bitter çikolata attı ağzına. “Sonunda tanışabildiğimize memnun oldum Pearl. Ee, anlat bakalım nasıl tanıştınız çatlak fotoğrafçımızla?” Pearl sırıttı, bir yandan göz ucuyla Colin’le kısa bir sohbete girişmiş olan Andy’nin sırtına bir bakış attı. “Onu zaten yıllardır tanıyorum. Uzun hikaye.” Parker’ı şaşırttığını görebiliyordu. Herkes şaşırıyordu, ikiliyi çıkmadan önce tanıyan tanımayan herkes… “Cidden, modellik yapmayı hiç düşünmedin mi?” Pearl gülümseyerek başını iki yana salladı. “Ben müzisyenim, yani okulum bitince öyle olacağım. Başka bir işe daha ihtiyacım yok. Hadi ama, Andy müthiş bir fotoğrafçı olabilir, ayaküstü birkaç pozu insanların gözünde mucizeye çevirebilir ama ben model olabileceğimi sanmıyorum.” Andy elinde iki bira şişesiyle masanın başında bitmişti, Pearl onun yaklaştığını fark etmediği için şaşırdı biraz. Kendi birasını Andy’nin elinden alıp yudumlarken o da arkadaşıyla şakalaşıyordu. “Boşuna uğraşma Parker, ilgileneceğini zannetmiyorum. Bu tür şeylerle işi olmaz onun. Daha şimdiden makinelerimden bıkmaya başladı bence.” Andy gülerek bunları söylerken biraz da olsa bozulduğunu hissetti Pearl. Andy farkında olmasa da biraz Pearl’ü ciddiye almıyordu. Sanki büyükler asla anlayamayacağı bir konudan bahsederken susması gereken bir çocuktu Pearl. Muhtemelen abartıyordu ama bir kadında bu tür duygular uyandığı zaman kurtulması zaman alırdı. Biraz daha bira içerek bir yandan da ayağıyla odayı dolduran kısık ama mükemmel bir fon müziği gibi gözüken şarkıya ritim tuttu belli belirsiz. “Ah, hadi ama. Çok büyük bir ziyan bu, nasıl olur da sonuçlarını gördükten sonra şikayet edebilirsin ki?” Pearl’e müthiş bir an nasıl mahvedilir diye sorulsaydı bugünden bahsederdi herhalde artık bundan sonra. Erkek arkadaşınızın hiç tanımadığınız arkadaşı gelir ve onun yanında sizi övgü yağmuruna tutup modellik yapmaya ikna etmeye çalışırsa. Başta utanç verici ama gurur okşayıcı olsa da zamanla sinir bozucu bir hal alabiliyordu, özellikle bu kadar yapışkan bir arkadaşsa bu. “Her neyse.” Diye başladı itiraz kabul etmez bir ses tonunda. Konu kesinlikle değişecekti. “Ben lavabodayım.” Ayağa kalktı, çantasını düzeltip koluna alırken Parker’ın Andy’ye yönelttiği neler yaptığıyla ilgili meslekî soruyla biraz olsun rahatladığını hissetmişti. En azından masaya döndüğünde konu tamamen değişmiş olabilirdi. Yanılmadığını umarak biraz nefes almak umuduyla bayanlar lavabosunun kapısını tıklattı.
Gercek Isim: Bilge
Rp Deneyimi: 6 yıl
Istenen Irk: Duffijin
Ornek Rp:
Parker masalarına gelene kadar tatlı, tembel ama bir o kadar da zevkli bir akşamüstü geçiriyorlardı. Güneş henüz tam batmamıştı ama veda etmeye hazırlanıyordu sanki ve Pearl eski dostunun giderken ellerinin yüzünde, saçlarında ve kirpiklerinin ucunda oyalandığını hissedebiliyordu neredeyse. Kendisini bildi bileli güneşi severdi, onun doğuşu da batışı da izlediği zamanlarda ılık bir ışık havuzunda yüzüyormuş hissi uyandırıyordu kendisinde. Verdiği şey sadece huzur değildi, aynı zamanda dingin bir neşe doldururdu içini. Karşısında oturan adamın henüz minik olan kahkahaları ve Pearl’ün bir değer bile biçemeyeceği kadar sevdiği bakışlarını da üzerinde hissederken günün bu güzel saati adeta mükemmelleşiyordu onun sayesinde. Pearl de bu havanın etkisine kapılmakta hiç zorluk çekmemişti, başta itiraz ettiği şu tuhaf ‘çikolata daması’ oyununa bile kendisini kaptırmıştı. Andy paketleri açtığında elbette çikolatalardan beyaz olanları seçmişti. Her türlü çikolataya bayılırdı çoğu kadın gibi ama acı çikolata midesini bulandırırdı çoğu zaman. Yine de arada bir küçük masanın üzerinden eğilip kendininkileri bulduğunda Andy’nin buram buram acı çikolata tadını taşıyan dudaklarına itirazı olduğu söylenemezdi. Yine de en sonunda nefsine yenik düşüp ilk taşını bilerek kaybettiğinde ağzındaki karamel ve beyaz çikolatanın fazlasıyla uyumlu tadı ağzında erirken bir de zafer çığlığı koyuvermekten alamamıştı kendisini. İkilem ne fena şeydi öyle!
**
Andy’nin eski arkadaşının gölgesi masalarına düştüğünde Pearl şaşırmıştı ama bu şaşkınlığı birazdan daha da artacaktı. Ne diyeceğini bilemiyordu Pearl, bir hayran?! Tamam belki bunun yıllar sonra bir müzik kariyeri olursa gerçekleşmesini hayal etmemiş değildi ama bu şekilde, fotoğraflarıyla olacağını hiç düşünmemişti. Pearl model ya da manken falan değildi ki?! “Ah, bu çok utanç verici.” Pearl’ün mahcubiyeti pek sahte sayılmazdı. Fotoğraflarının Andy’nin flickr hesabında yer aldığını gayet iyi biliyordu, kendisinin de pek bir şey eklemese de bir flickr hesabı vardı ve başta Andy’ninki olmak üzere birkaç sevdiği profili takip ediyordu. Ancak Andy’nin hesabını Pearl’ün fotoğrafları için takip eden birisi olabileceğini hiç düşünmemişti. Keşke hiç öğrenmeseydi. Hoş Parker muhtemelen sadece yakın arkadaşının yeni kız arkadaşına iltifat etmek istemişti ama yine de bu, olayı daha az utanç verici yapmıyordu. Andy’nin fotoğraflarına hayran kalması, devamlı övmesi Pearl’ün alışkın olduğu bir şey olsa da aynı şeyi başka birisinin yapması biraz yeni sayılırdı. Pearl tanımadığı birisinin önünde fazlaca şeffaf kaldığını düşünmüştü. “Hiç de değil, utanılacak bir şey yok Pearl. Gerçekten harikalar. Bu kadar fotojenik ve güzel birisine daha önce rastladım mı bilemiyorum ama şüpheliyim. Tabii işin sırrı fotoğraflarda değil modeldeymiş. Senden harika bir model olurdu ama eminim Andy seni kendisine saklamak ister.” Elindeki şişenin ucuyla hafifçe Andy’yi işaret etmişti, yüzünde ise muzip olarak adlandırılabilecek bir bakış vardı. Pearl ne söyleyeceğini bilemiyordu, hatta elini kolunu nereye koyacağını bile bilemiyordu. Kesin yüzü kıpkırmızı olmuştu ki bundan nefret ediyordu. Andy ise sadece omuz silkmekle yetinmişti, karşısında oturan adama baktığında bunu fark etti ama Pearl ona ilk attığı bakışta canının biraz sıkılmış olduğunu da görmüştü, belli belirsiz bir sıkkınlık vardı. Yine de tüm sevimliliğiyle kendisine bakıp da “Evet, Pearl zaten benim modelim ve harika bir iş çıkarıyor.” Dediğinde Pearl içindeki tüm yağların erimiş olabileceğini düşündü. Bu vıcık vıcık bir his değildi, hayranlık gibi de değildi. Hele bayık hiç değildi, sadece güzeldi. Herhalde Andy’nin keyfinin kaçtığı konusunda yanılmış olmalıydı, Andy kıskanç birisi sayılmazdı zaten ve ortada o kadar da kıskanılacak bir durum yoktu. Masalarındaki Andy’nin yıllar öncesinden bir arkadaşıydı ve kucaklaşmalarına bakılırsa gayet de samimilerdi. Aslında şimdiye kadar, Andy ile çıkmaya başlamadan önce falan onu görmemiş olmasına biraz şaşırmış olsa da sormak istemedi. Her iki yakın arkadaş dip dibe yaşamazdı değil mi, Colin ile olduğu kadar yakın olmadıkları belliydi zaten. Parker Andy’nin omzuna hafifçe vurmuştu kahkaha atarak. Pearl ise biraz da ortamın yumuşaması için, ama kesinlikle öncelikle konunun değişmesini istediği için dama tahtasındaki çikolataları karışık olarak avuçlayıp Parker’a uzattı. “Pearl! Oyunu…” Andy’nin şaşkın itirazını duymazlıktan geldi. “Biz de tam çikolata yiyorduk Andy’yle. Biraz ister misin?” Andy nefes nefese sözünü bitirdiğinde Pearl onun asıl şimdi yaşına göre biraz küçük davrandığını düşünmüştü, her zamankinden fazla olarak… “…bozdun!” “Andy…” Gözlerini devirdi. “Bunları yiyelim, söz veriyorum daha sonra tekrar oynayacağız. “ Gülerek ekledi. “Çikolatalar benden!” Göz devirme sırası Andy’deydi. “Peki, ben bir bira alacağım, bir şey içmek isteyen?” Parker elindeki şişeyi göstermişti, Pearl ise bir bira da kendisinin içebileceğini söylemişti. Andy Colin’e doğru yürürken Parker da Pearl’ün az önce kendisine uzatmış olduğu çikolatalara uzanıp bir tane bitter çikolata attı ağzına. “Sonunda tanışabildiğimize memnun oldum Pearl. Ee, anlat bakalım nasıl tanıştınız çatlak fotoğrafçımızla?” Pearl sırıttı, bir yandan göz ucuyla Colin’le kısa bir sohbete girişmiş olan Andy’nin sırtına bir bakış attı. “Onu zaten yıllardır tanıyorum. Uzun hikaye.” Parker’ı şaşırttığını görebiliyordu. Herkes şaşırıyordu, ikiliyi çıkmadan önce tanıyan tanımayan herkes… “Cidden, modellik yapmayı hiç düşünmedin mi?” Pearl gülümseyerek başını iki yana salladı. “Ben müzisyenim, yani okulum bitince öyle olacağım. Başka bir işe daha ihtiyacım yok. Hadi ama, Andy müthiş bir fotoğrafçı olabilir, ayaküstü birkaç pozu insanların gözünde mucizeye çevirebilir ama ben model olabileceğimi sanmıyorum.” Andy elinde iki bira şişesiyle masanın başında bitmişti, Pearl onun yaklaştığını fark etmediği için şaşırdı biraz. Kendi birasını Andy’nin elinden alıp yudumlarken o da arkadaşıyla şakalaşıyordu. “Boşuna uğraşma Parker, ilgileneceğini zannetmiyorum. Bu tür şeylerle işi olmaz onun. Daha şimdiden makinelerimden bıkmaya başladı bence.” Andy gülerek bunları söylerken biraz da olsa bozulduğunu hissetti Pearl. Andy farkında olmasa da biraz Pearl’ü ciddiye almıyordu. Sanki büyükler asla anlayamayacağı bir konudan bahsederken susması gereken bir çocuktu Pearl. Muhtemelen abartıyordu ama bir kadında bu tür duygular uyandığı zaman kurtulması zaman alırdı. Biraz daha bira içerek bir yandan da ayağıyla odayı dolduran kısık ama mükemmel bir fon müziği gibi gözüken şarkıya ritim tuttu belli belirsiz. “Ah, hadi ama. Çok büyük bir ziyan bu, nasıl olur da sonuçlarını gördükten sonra şikayet edebilirsin ki?” Pearl’e müthiş bir an nasıl mahvedilir diye sorulsaydı bugünden bahsederdi herhalde artık bundan sonra. Erkek arkadaşınızın hiç tanımadığınız arkadaşı gelir ve onun yanında sizi övgü yağmuruna tutup modellik yapmaya ikna etmeye çalışırsa. Başta utanç verici ama gurur okşayıcı olsa da zamanla sinir bozucu bir hal alabiliyordu, özellikle bu kadar yapışkan bir arkadaşsa bu. “Her neyse.” Diye başladı itiraz kabul etmez bir ses tonunda. Konu kesinlikle değişecekti. “Ben lavabodayım.” Ayağa kalktı, çantasını düzeltip koluna alırken Parker’ın Andy’ye yönelttiği neler yaptığıyla ilgili meslekî soruyla biraz olsun rahatladığını hissetmişti. En azından masaya döndüğünde konu tamamen değişmiş olabilirdi. Yanılmadığını umarak biraz nefes almak umuduyla bayanlar lavabosunun kapısını tıklattı.